Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 2.99/5 - 176 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Mehdi Aleyhisselam Hakkındaki Ayetler Hadisler Rivayetler
#3
Yukarıdaki ayette Hz. Musa'ya "Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla" iman edenin olmadığı bildirilmektedir. İnsanlar eğer Hz. Musa'ya iman ederlerse baskı göreceklerini, yurtlarından

sürüleceklerini, tutuklanıp, öldürüleceklerini düşünmüşlerdir. Bu korku nedeniyle de iman edenlerden uzak durmuş, başlarına kötü birşey geleceğini düşündükler için onlara yaklaşmamışlardır. Oysa Hz. Musa ve onunla birlikte olan salih

müminler, Allah'ın izniyle çok şerefli ve kutlu bir hayat yaşamışlardır. Ahirette de güzel ahlaklarının, sabırlarının, iyi davranışlarının karşılığını en güzel şekilde alacaklardır. Hadislerin işaretlerine göre aynı durum Hz. Mehdi için

de söz konusu olacak, toplumun büyük kesimi menfaatlerine zarar gelmesi endişesiyle Hz. Mehdi'ye yakın olmaktan, onu desteklemekten kaçınacaklardır.
25- Hz. Mehdi'nin Yardımcıları Gençlerden mi oluşacaktır?

Kuran’da haber verilen bilgilerden biri de Hz. Musa'ya sadece kavminden genç bir topluluğun iman etmiş olmasıdır :

Sonunda Musa'ya kendi kavminin bir zürriyetinden ( gençlerinden) başka -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- iman eden olmadı. Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir zorba ve

gerçekten ölçüyü taşıranlardandı. ( Yunus Suresi, 83)

Hadislerde, Hz. Mehdi'ye de gençlerin tabi olacağına işaret edilmektedir. Bu bilgilere göre Hz. Mehdi'nin cemaati hem sayıca az hem de gençlerden oluşan bir topluluk olacaktır ( en doğrusunu Allah bilir). Hz. Mehdi'nin çevresinde

gençlerin olacağına işaret eden hadislerden bazıları şu şekildedir :

Mehdi bizden Ehl-i Beyt’ten ( soyumdan) bir gençtir. İhtiyarlarınız ona yetişmeyecek, gençleriniz ise onu ümid edeceklerdir. Allah dilediğini yapacaktır. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 23)

Mehdi'nin bayraktarı, sakalı hafif, rengi sarı, küçük bir genç olacaktır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 51)

Onun bayraktarı doğudan Temimi soyuna mensup bir genç olacaktır.( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 26)
26- Ortaya Çıkığı İlk Dönemlerde Halktan Hz. Mehdi'ye Destek Olanlar Olacak mıdır?

Hz. Mehdi’nin yaşadığı toplumdaki insanlar onun sahip olduğu üstün özellikleri, yürüttüğü hayırlı faaliyetleri açıkça gördükleri halde, yine de Hz. Mehdi ve cemaatini tam olarak fark edemeyeceklerdir. Hatta kimileri de tam tersi bir

düşünceye kapılacak, ona destek olmaktan kaçınacak, hatta garip görüp uzak duracak ve ona karşı olumsuz bir faaliyet içerisine gireceklerdir. Peygamberimiz ( sav)’in hadislerinde “halkın büyük kısmının Hz. Mehdi'ye yardımcı olmaktan

kaçınacağı” şöyle haber verilmiştir :

Benim ümmetimden, daima Allah tarafından desteklenen ve onlara yardımcı olmayan halkın zarar veremeyeceği bir cemaat kıyamet kopuncaya kadar hiç eksik olmayacak. Ümmetim içinde daima böyle bir taife ( topluluk) bulunacaktır. ( Sünen-i

İbn-i Mace, cilt 1, s. 16)

Kıyamet ancak, ümmetimden bir taife, insanlara galip olduğu halde kopacaktır. Bu taife ne kendilerine yardımcı olmayanlara ne de yardımcı olanlara bakmayacaklar. ( onların davranışlarına, ehemmiyet vermeyeceklerdir.) ( Sünen-i İbn-i

Mace, cilt 1, s. 19)

Kuşkusuz bu Allah’ın bir mucizesidir. Peygamberimiz ( sav)'in bundan on dört asır önce söylemiş olduğu sözlerinin tam olarak gerçekleşmesi oldukça önemlidir. Hz. Mehdi ve cemaati, tüm dünya insanlarının geleceği için çok önemli ve çok

faydalı oldukları halde ilk dönemlerde Müslümanlar arasında bilinmeyecekler ve çok az sayıdaki mümin topluluğu dışında halktan onlara yardımcı olan olmayacaktır.

Ancak elbetteki bu insanların bir kısmı vicdanlarıyla bu mübarek şahsın üstünlüklerini kavrayacaklardır. Fakat hakkındaki tüm delilleri görmelerine rağmen, kişisel çıkar kaygılarıyla onları tanımazlıktan gelecek, destek olmayacak, uzak

durmaya çalışacak ve diğer insanlardan da bu gerçekleri saklayacaklardır. Toplumun genelinin yardımcı olmaması, onların da Hz. Mehdi'yi desteklemekten kaçınmalarına neden olacak, aksinde maddi manevi kayba uğramaktan korkacaklardır.
27- Hz. Mehdi'nin Cemaatinden Ayrılanlar Olacak mıdır?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde, sayıca çok az olacak olan Hz. Mehdi cemaatinden ayrılanların da olacağı da bildirilmiştir. Bu da yine Allah’ın büyük bir mucizesidir. Bu kimseler Hz. Mehdi'yi çok yakından tanıdıkları, onun

hadislerde bildirilen özelliklere sahip olduğuna ve yalnızca Hz. Mehdi'nin yapabileceği bildirilen faaliyetleri gerçekleştirdiğine yakından şahit oldukları halde onun yanından ayrılacaklardır. Demek ki halkın büyük çoğunluğu gibi, bu

kadar yakından tanıma fırsatı elde eden bu insanlar da Hz. Mehdi'yi fark edemeyeceklerdir.

Hadislerde Hz. Mehdi’nin cemaatinden ayrılanlar olacağı şöyle bildirilmektedir :

... Zaman zaman o çetin görevi üstlenememek rahatlık meyli; can, mal, mevki korkusu gibi çeşitli sebeplerle kendisinden ayrılanlar olacaktır... ( Ramuzü'l Ehadis, s. 476) ( İbni Mace'den)

Hz. Muaviye b. Kirra ( r.a)'dan rivayet edilmistir :

Ümmetimden bir taife ( topluluk) kıyamet kopuncaya kadar yardım görmekte devam eder. Kendilerini terk edenlerin ayrılmaları da onlara bir zarar vermez. ( Ramuz El-Ehadis, s. 472) ( Hz. Muaviye İbni Kırra r.a)

Ümmetimden bir taife, Allah'ın emri ile hareket etmekte devam eder. Onlar hak üzerinde oldukları halde, kıyamet kopana kadar kendilerini terk eden ve muhalefet eden kimsenin onlara bir zararı dokunmaz... ( Hz. Muaviye, Ramuz-el Ehadis,

s. 472)

Ancak Peygamber Efendimiz ( sav)'in hadislerinde, bu ayrılan kişilerin Hz. Mehdi cemaati için çok büyük bir hayır ve güzellik olduğu da bildirilmektedir. Bu hak topluluk arasında gizlenen samimiyetsiz kişilerin ortaya çıkmasıyla,

Allah’ın izniyle Hz. Mehdi cemaatinin birbirlerine bağlılığı daha da artacak, kötülerin ayrılması onları daha da kuvvetlendirecektir.

Kuran ayetlerinde her Müslüman topluluğunun içinde münafık zihniyette kimselerin olacağı bildirilmektedir. Bu kişiler iman edenlerle birlikte hareket eden, onlarla aynı inançlara sahip olduklarını iddia eden, ancak gerçekte samimiyetsiz

olan kimselerdir. Allah rızası için yaşayan samimi iman sahiplerinin arasında, sanki onlardan gibi görünerek yaşayan bu kişiler, aslında salih müminlerden değildirler. Allah Kuran’da bu kişilerin durumunu şu şekilde haber vermektedir :

İnsanlardan öyleleri vardır ki : "Biz Allah'a ve ahiret gününe iman ettik" derler; oysa inanmış değillerdir. ( Sözde) Allah'ı ve iman edenleri aldatırlar. Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda değiller. Kalplerinde

hastalık vardır. Allah da hastalıklarını artırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azab vardır. ( Bakara Suresi, 8-10)

Gerçek şu ki, münafıklar ( sözde), Allah'ı aldatmaktadırlar. Oysa O, onları aldatandır. Namaza kalktıkları zaman, isteksizce kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar ve Allah'ı ancak çok az anarlar. Arada bocalayıp dururlar. Ne onlarla,

ne bunlarla. Allah kimi saptırırsa, artık sen ona yol bulamazsın. ( Nisa Suresi, 142-143)

Onlara : "Allah'ın indirdiğine ve elçiye gelin" denildiğinde, o münafıkların senden kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün. ( Nisa Suresi, 61)

Hani, münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar : "Allah ve Resulü, bize boş bir aldanıştan başka bir şey vaat etmedi" diyorlardı. Onlardan bir grup da hani şöyle demişti : "Ey Yesrib ( Medine) halkı, artık sizin için (

burada) kalacak yer yok, şu halde dönün." Onlardan bir topluluk da : "Gerçekten evlerimiz açıktır" diye Peygamberden izin istiyordu; oysa onlar( ın evleri) açık değildi. Onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı. ( Ahzab Suresi, 12-13)

Bu ahlaktaki kişiler tarih boyunca tüm samimi mümin topluluklarının içinde görüldüğü gibi Hz. Mehdi cemaati içinde de bulunacaktır. Hadislerde bildirildiğine göre, Hz. Mehdi’nin cemaatinden ayrılanlar, yıllarca bu toplulukla birlikte

hareket etmelerine rağmen daha sonradan kendilerine inkar edenlerin arasında bir yol çizeceklerdir. Müslümanlarla aynı iman ve samimiyette olmayan, Allah'a ve Kuran'a sadakat göstermeyen, Allah korkusu zayıf olan bu kişiler, kendi

menfaatleriyle çatışan bir durum olduğunda Hz. Mehdi'nin yanından ayrılabileceklerdir.

Hz. Mehdi'nin ahir zaman gibi zorlu bir dönemde yaptığı hizmetleri, sahip olduğu yüksek ahlakı görmelerine rağmen bu cemaatten ayrılan kişiler olması, toplumdaki bazı insanların da gerçekleri görmesini engelleyecek olabilir. Bu kişiler,

Hz. Mehdi'nin yanından ayrıldıktan sonra Hz. Mehdi aleyhinde yalan ve iftiralar yayabilir, pek çok kişinin de Hz. Mehdi'yi takdir edememesine ve hatta yanlış tanımasına neden olabilirler. İnsanların büyük kısmı, münafıkların yalanlarına

ve dayanaksız isnatlarına aldanacak ve bu nedenle Hz. Mehdi'ye karşı çekimser davranacak olabilir ( en doğrusunu Allah bilir).

İyiliklerle kötülüklerin, haramlarla helallerin yer değiştirdiği, iyi insanların kötü, kötü insanların iyi olarak tanındığı bu dönemde Hz. Mehdi'yi tanıyanlar arasından bile bu ahlakta insanların çıkması dönemin çok zorlu olduğuna

işarettir. Hadislerde zamanda samimi iman etmemiş, Allah’tan gereği gibi korkmayan kimselerin inançlarını kaybedebilecekleri şöyle haber verilmektedir :

Kıyamet, fitneler karanlık gecelerin parçaları gibi zuhur edinceye kadar kopmaz. Kişi, mümin olarak sabahlar, kafir olarak akşamlar. Veya mümin olarak akşamlar, kafir olarak sabahlar. Dünya menfaatı karşılığında dinini satar. ( Müslim)

( İmam Şarani, Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, s. 388 )

İleride öyle fitneler olacak ki, Cenab-ı Allah'ın ilimle ihya edip koruduğu insanlar hariç, kişi sabahleyin mümin olduğu halde, akşama kafir olacak, dinden çıkacaktır. ( Taberani, İbn-i Mace, Deylemi) ( Muhammet Sevgili-Hasan Akdağ,

Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 36-37)
28- Peygamber, Aralarından Ayrılanların Olmasının, Hz. Mehdi ve Beraberindekileri Ne Yönde Etkileyeceğini Söylemiştir?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde, aralarından birtakım insanların ayrılacak olmasının, Hz. Mehdi ve beraberindeki şahıslara hiçbir zarar veremeyeceği bildirilmektedir. Bu gelişmelere rağmen, Allah’ın izniyle Hz. Mehdi ve cemaati

yaptıkları hayırlı çalışmalarda başarılı olmaya devam edeceklerdir :

Ayrılanlar da, muhalifler de ona zarar veremeyecek. O kendisinden ayrılanlara rağmen muzaffer olarak yoluna devam edecektir. ( Ramazü'l-Ehadis, s. 487) ( Taberani'nin Kebir'inden)

------------------------

Hz. Mehdi'nin Çıkış Alametleri

29- Hz. Mehdi’nin Çıkış Zamanı Belli Midir? Hadislerde ve İslam Alimlerinin Açıklamalarında Hz. Mehdi’nin Hangi Dönemde Çıkacağı Haber Verilmiştir?

Hadislerde Hz. Mehdi'nin İslam ahlakını hakim etmek için, kıyamet kopmadan önce yeryüzüne mutlaka geleceği belirtilmiştir. Bunun yanı sıra yine hadislerde verilen bilgilere göre, Hicri 1400'lü yıllar, Allah'ın izniyle Hz. İsa'nın tekrar

yeryüzüne dönüşü, Hz. Mehdi'nin gelişi, Deccal'in çıkması ve Hz. İsa'ya yenilmesi, tüm dünyada insanların kitleler halinde İslam'a yönelmesi gibi büyük olayların gerçekleşeceği olağanüstü bir dönemdir. Peygamberimiz ( sav)'in

hadislerinde, hadis ve İslam alimlerinin açıklamalarında Hz. Mehdi'nin gelişiyle ilgili çeşitli tarih ve dönemler vardır.
1. Her Yüz Senede Bir Müceddid Gönderilmesi

Öncelikle Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde her yüzyıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyaçlarına göre açıklamak üzere bir “müceddid” yani "dini canlandıran, yenileyen" şahıs gönderileceğinden söz edilmiştir :

Ebu Hüreyre'nin rivayetine göre; Resulullah ( sav) şöyle buyurmuş : Gerçekten Aziz ve Celil olan Allah HER YÜZ SENENİN BAŞINDA şu ümmetin dinini bidatten ( dine sonradan karışmış batıl uygulamalardan) ayıracak, yenileyecek ( ilim

sahibi) bir zatı gönderir. ( Sünen-i Ebu Davud, 5/100)

Büyük İslam alimi İmam Rabbani'nin bu konudaki açıklaması ise şöyledir :

HER YÜZ SENE BAŞINDA bu ümmetin uleması arasından BİR MÜCEDDİD GELECEK ve şeriatı ihya edecektir ( canlandıracaktır). ( Mektubat-ı Rabbani, 1/520)

Bediüzzaman Said Nursi de bu konu hakkında şunları söyler :

Ashab-ı Kütüb-i Sitte'den İmam-ı Hâkim'in Müstedrek'inde ve Ebu Dâvud'un Kitab-ı Sünen'inde, Beyhaki "Şuab-ı İman"da tahric buyurdular ( meydana koydular) : "HER YÜZ SENEDE BİR, CENAB-I HAK BİR MÜCEDDİD-İ DİN ( DİNİ YENİLEYEN)

GÖNDERİYOR..." ( Barla Lahikası, s. 119)

Bediüzzaman Said Nursi, Barla Lahikası'nda Hicri 1200'lü yılların "müceddidi"nin Hazreti Mevlana Halid, olduğunu söyler. Bu açıklamasının devamında, Risale-i Nurlar'ın da Hicri 1300'lü yıllar için bir "müceddid" hükmünde olduğunu şöyle

ifade eder :

Madem tam yüz sene sonra, aynen dört cihette tevafuk ederek Risale-i Nur eczaları ( bölümleri) aynı vazifeyi görmüş... Kanaat verir ki –nass-ı hadis ( hadisin açık ifadesi) ile- Risale-i Nur tecdid-i din ( dini yenileme, canlandırma)

hususunda bir müceddid hükmündedir. ( Barla Lahikası, s. 121)

Bediüzzaman Hicri 1400'lü yılların "müceddidi"nin ise Hz. Hz. Mehdi olacağını müjdelemiştir :

Şimdi hatıra geldi ki, eğer şeddeli "lamlar" ve "mimler" ikişer sayılsa BUNDAN BİR ASIR SONRA ZULÜMATI DAĞITACAK ZATLAR İSE, HAZRET-İ MEHDİ'NİN ŞAKİRTLERİ ( TALEBELERİ) OLABİLİR. ( Şualar, s. 605)

Bediüzzaman, İslam aleminin üzerindeki zulüm ortamının kendisinden "bir asır sonra" ancak Hz. Mehdi vesilesi ile dağıtılacağını söylemiştir. Kendisinden bir sonraki yüzyılda yani Hicri 1400'lü yıllarda Hz. Mehdi'nin yapacağı

çalışmalarla, Müslümanların büyük sıkıntılardan kurtulup feraha kavuşacaklarını açıklamıştır.
2. Hz. Mehdi "İkinci Bin"de Gelecektir

Büyük İslam alimi İmam Rabbani, Hz. Mehdi'nin Peygamberimiz ( sav)'in vefatından 1000 ( bin) sene geçtikten sonra Hicri ikinci binin içinde geleceğini bildirmektedir. Bu konuyla ilgili İmam Rabbani’nin pek çok açıklaması mevcuttur :

Kuran hükümlerinin kuvvetlendirilmesi, milleti yenilemesi bu İKİNCİ BİNDEDİR. Bu davanın doğruluğuna adil şahid : Hz. İsa'nın ( as) MEHDİ'NİN ( ra) BU BİN İÇİNDE VAROLUŞLARIDIR. ( Mektubat-ı Rabbani, c.1, s. 611)

Resulullah ( sav)'in ümmeti arasından çıkanlar pek kamildirler. Yani Resulullah ( sav)'in irtihali ( vefatı) üzerinden bin sene geçtikten sonra isterse az olsunlar. ARADAN BİN SENE GEÇTİKTEN SONRA, MEHDİ'NİN GELİŞİ DE BUNUN İÇİNDİR.

Onun mübarek kudümünü ( gelişini), Hatem'ür-rüsül Resulullah ( sav) müjdelemiştir. Hz. İsa ( as) dahi aradan bin sene geçtikten sonra nüzul edecektir ( inecektir). ( Mektubat-ı Rabbani, c.1, s. 440)

Hz. Muhammed'in vefatından bin sene geçtikten sonra, Hicri ikinci bin yılına girilir. İmam-ı Rabbani'nin yukarıdaki açıklamalarına göre ikinci bin yılı içerisinde Hz. Mehdi gelecektir. İkinci binin başlangıcından içinde bulunduğumuz

Hicri 14. yüzyıla kadar geçen üç yüz yılda Hz. Mehdi ve Hz. İsa gelmemişlerdir.
3. Peygamberimiz ( sav) Hz. Mehdi'nin, Hicri 1400'lü Yıllarda Geleceğini Haber Vermiştir

Peygamber Efendimiz ( sav) bazı hadislerinde Hz. Mehdi'nin geliş tarihi olarak da açıkça 1400 yılını vermiştir. Bu hadislerden biri şöyledir :

İnsanlar 1400 senesinde Mehdi'nin yanında toplanacaklardır. ( Risaletül Huruc-ül Mehdi, s. 108 )

Peygamberimiz ( sav)'in, Hz. Mehdi'nin çıkış tarihi olarak hadislerinde açıkça Hicri 1400 tarihini vermesi, Hz. Mehdi'nin çıkışının çok yakın olduğunu bize bildirmektedir. ( En doğrusunu Allah bilir)
4. Bediüzzaman'a Göre Hz. Mehdi Hicri 1400'lü Yıllarda Görev Yapacaktır

Bediüzzaman'ın da, farklı tarihlerde yaptığı açıklamaların hepsinde, Hz. Mehdi'nin geliş zamanı olarak Hicri 1400'lü yılların başlarına işaret edilmiştir. Bediüzzaman bir sözünde, Hz. Mehdi'nin Asr-ı Saadet döneminden 1400 sene sonra

çıkacağını şöyle belirtmektedir :

İSTİKBAL-İ DÜNYEVİYEDE ( dünyanın geleceğinde) 1400 SENE SONRA GELECEK BİR HAKİKATİ asırlarında karib ( yakın) zannetmişler. ( Sözler, s. 318 )

Bediüzzaman'ın ifadesinde belirttiği, "sahabe döneminden 1400 sene sonrası" Hicri 1400'lü yılların başlarına, yani Miladi olarak 1979-1980 senelerine denk gelmektedir.

Bediüzzaman, Hicri 1327'de Şam'da Emevi Camii'nde on bin kişiye verdiği hutbesinde, Hicri 1371'den sonraki İslam aleminin geleceğine yönelik izahlar yapmakta, ahir zamandan çeşitli tarihler vererek, beklenen Mehdi'nin mücadele

zamanlarına dikkat çekmektedir. Bediüzzaman, Hz. Mehdi'nin göreve başlaması ve inkarcı zihniyeti fikren mağlup etmesi ile ilgili olarak şu tarihleri bildirmektedir :

Ta 1371 senesinden sonraki alem-i İslam'ın mukadderatına ( kaderine) nazar eden ( göz atan) Hutbe-i Şamiye'deki hakikatler... Evet şimdi olmasa da 30-40 sene sonra fen ve hakiki marifet ( müsbet ilimler ve sanat, ilim ve fenlerle

öğrenilen bilgi) ve medeniyetin mehasini ( medeniyetin iyiliklerini) o üç kuvveti tam teçhiz edip, cihazatını verip o dokuz manileri mağlup edip dağıtmak için taharri-i hakikat meyelanını ( hakikati araştırma meyli) ve insaf ve

muhabbet-i insaniyeyi ( insan sevgisini) o dokuz düşman taifesinin cephesine göndermiş, inşaAllah YARIM ASIR SONRA onları darmadağın edecek. ( Hutbe-i Şamiye, s. 25)

Şam'da yaptığı bu konuşmada, Hicri 1371 senesinden sonra yaşanacak gelişmelere dikkat çekerek, Hz. Mehdi'nin göreve başlamasının 1371 tarihinden 30-40 yıl sonra olacağını bildirmiştir. Bu tarih ise Hicri 1401-1411, Miladi olarak da 1980

-1990 yılları arasıdır.

Yine aynı konuşmanın devamında Bediüzzaman, Hz. Mehdi'nin, inkarcı fikir sistemini, fen, ilim ve medeniyetin imkanları sayesinde fikren susturacağını haber vermiştir. Bu fikri üstünlüğün tarihi olarak da 1371 tarihinden yarım asır

sonrasını bildirmiştir. Bu da Hicri 1421, yani Miladi 2001 senesi demektir.

Bediüzzaman'ın ahir zamanla ilgili bir diğer açıklaması da şöyledir :

YETMİŞ BİRDE FECR-İ SADIK ( tan yerinin ağarması, Güneş doğmadan önceki kızıllık, sabah vakti) BAŞLADI veya başlayacak. Eğer bu, fecr-i kazib ( sabaha karşı ufukta yayılmaya başlayan birinci kızıllık) de olsa, OTUZ KIRK SENE SONRA

FECR-İ SADIK ( fecr-i kazibden sonra yayılmaya başlayan ikinci aydınlanma) ÇIKACAK. ( Hutbe-i Şamiye, s. 23)

Bediüzzaman'a göre fecr-i sadık'ın çıkacağı yıllar :

1371 + 30 = 1401 = 1981

1371 + 40 = 1411 = 1991

Bediüzzaman bu izahına göre Hakkın karşısında batılı temsil eden düşünce olan ateizmin ve materyalist felsefenin dağıtılmaya başlamasının 1981-1991 yıllarında, fikren tam anlamıyla susturulup dağıtılmasının ise 2001 yılında olacağına

işaret etmiştir. ( En doğrusunu Allah bilir)

Bediüzzaman Said Nursi'nin Hz. Mehdi'nin çıkışı hakkındaki bir diğer sözü ise şöyledir :

Bu zamanda öyle fevkalade hakim cereyanlar var ki, herşeyi kendi hesabına aldığı için, faraza HAKİKİ BEKLENİLEN VE BİR ASIR SONRA GELECEK O ZAT dahi bu zamanda gelse... ( Kastamonu Lahikası, s. 57)

Bediüzzaman Said Nursi, "hakiki beklenilen ve bir asır sonra gelecek o zat" diyerek Hz. Mehdi'nin kendi döneminde henüz gelmediğini bildirmektedir. Ayrıca Müslümanlar tarafından beklendiğini ve kendi yaşadığı devirden bir asır sonra

geleceğini de haber vermektedir. Bediüzzaman Hicri 1300'lü yıllarda yaşamıştır. Kendisinden sonra gelecek asır olan Hicri 1400'lü yıllar Hz. Mehdi'nin çıkış zamanıdır.
30- Hz. Mehdi'nin Çıkışından Önce Dünyanın Durumu Nasıl Olacaktır?

Ahir zamanda ümmetimin başına sultanlarından şiddetli belalar gelir, öyle ki yerler Müslümanlara dar gelir. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 12)

Mehdi'den önce, yaygın katliamların vuku bulacağı büyük bir fitne görülecektir. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 37)

Masum insanlar katloluncaya kadar Mehdi çıkmayacak ve katliamlara yerde ve göktekiler, artık tahammül edemez bir hale geldiğinde zuhur edecektir... ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 37)

Hiçbir tarafın ondan mahfuz kalmayacağı bir fitne zuhur edecek, bu fitne kaldığı yerden hemen başka bir tarafa yayılacak... ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 21-22)

Dünya herc-ü merc ( fitne, dağınıklık) içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları bazısına hücum ettiğinde, büyük küçüğe merhamet etmediği, büyüğe vakarlı davranmadığında Allah, bu sırada onlardan

adavetin kökünü kazı(Zeker) dalalet kalelerini fethedecek ve evvelce benim ayakta tuttuğum gibi, ahir zamanında dini ayakta tutacak, önceden zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak birini ( Mehdi) gönderecektir. ( Kitab-ül Burhan

Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 12)

Masum insanlar katloluncaya kadar Mehdi çıkmayacak ve bu katliamlara yerde ve göktekiler, artık tahammül edemez bir hale geldiğinde zuhur edecektir. Hz. Mehdi gelince, insanlar onu aşk ve muhabbetle kucaklayacaklardır. ( El-Kavlu'l

Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 37)

Mehdi çıkmadan önce, milletler arasında ticaret ve yollar kesilecek, insanlar arasında fitneler çoğalacaktır. ( El Kavlu-l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, Ahmed İbn-i Hacer-i Mekki, s. 39-40)

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi gelmeden önce bazı Müslüman ülkelerde, din ahlakından uzak, zalim ve acımasız karakterli kişilerin iktidarda olacağına işaret edilmektedir. Gerçekten de bugün İslam dünyasının bir bölümünde

iktidarda olan yöneticiler, Müslüman halka eziyet etmekte, baskıcı ve despot rejimleri ile insanları ezmektedirler. Bir kısmında ise, ehil olmayan yöneticiler nedeniyle halk çeşitli belalara maruz kalmaktadır. Dünyanın pek çok yerinde

Müslümanlar, ülke yönetimindeki liderler tarafından baskı altına alınmakta, çeşitli zorluk ve sıkıntılara maruz bırakılmaktadırlar. Müslümanların dinlerini özgürce yaşamaları ve ibadetlerini yerine getirmeleri engellenmekte, ekonomik

sıkıntılar yaşamı zorlaştırmaktadır.

Peygamberimiz ( sav)'in Hz. Mehdi'nin gelişi ile ilgili bildirdiği hadislerin büyük bir kısmında, Hz. Mehdi gelmeden önce dünyada karmaşa, güvensizlik ve huzursuzluğun hakim olacağı üzerinde durulmaktadır. Savaşlar ve çatışmaların yanı

sıra, toplu katliamların yaşanacak olması da bu dönemin belirgin özellikleri arasındadır. Ayrıca hadiste katliamların yaygın olacağına, yani tüm dünya çapında yaşanacağına dikkat çekilmektedir.

Geçtiğimiz yüzyılda iki büyük dünya savaşı yaşanmış ve sırf bu savaşlarda 65 milyon insan hayatını kaybetmiştir. 20. yüzyıl boyunca siyasi nedenlerle katledilen sivillerin sayısının 180 milyonu aştığı tahmin edilmektedir. Bu, daha önceki

yüzyıllarla kıyaslandığında olağanüstü derecede yüksek bir rakamdır.

Hz. Mehdi'nin çıkışı ile ilgili hadislerde katliamların yaygınlaşmasından bahsedilirken, bu katliamların masum insanları hedef alacağına özellikle dikkat çekilmiştir. Günümüzde hemen hemen tüm savaşlarda asıl hedef sivil halk olmaktadır.

Katliamlar ve terör eylemleri de asıl olarak sivil ve masum halka yönelik olarak gerçekleştirilmekte, çoğunlukla çocuklar, yaşlılar ve kadınlar katledilmektedir. Özellikle kendilerini savunma imkanı olmayan bu insanların seçilmiş olması

katliamların çapının geniş, hayatlarını kaybeden insanların sayısının yüksek olmasına neden olmaktadır.

"Fitne" kelimesi ise "savaş, karışıklık, kavga, ihtilaf" gibi anlamlara da gelmektedir. Kelimenin bu anlamları düşünüldüğünde özellikle son bir asırdır, hadiste de ifade edildiği gibi "kaldığı yerden hemen başka bir tarafa yayılan"

savaşlar, iç çatışmalar, kargaşalar dünyanın dört bir yanında bitip tükenmeden devam etmektedir. Özellikle geride bıraktığımız 20. yüzyıl "Savaşlar Yüzyılı" olarak anılmaktadır. İçinde bulunduğumuz 21. yüzyıl ise savaşlar ve terör

olayları ile başlamıştır ve halen de bunlar dünyanın dört bir yanında devam etmektedir.

Ahir zamanda, savaşlarla, yoklukla, açlıkla, adaletsizliklerle, ahlaki çöküşle ve çeşitli salgın hastalıklarla iç içe yaşayan insanlar tüm bu olumsuzlukların ortadan kalkabileceğine dair inançlarını yitirirler. Müslümanlar arasında da

pek çok kişi, Altınçağ'ın başlayıp, İslam ahlakının dünya üzerinde hakim olacağı yönündeki beklentilerini kaybeder ve fitnelerin artarak devam edeceğine inanır.

Nitekim günümüzde de bu ruh halinin örnekleri sık sık görülmektedir. Peygamber Efendimiz ( sav)'in Hz. Mehdi'nin gelişi ve Altınçağ'da yaşanacak olan güzelliklerle ilgili çok sayıda hadisi olmasına rağmen birçok kişi böyle bir dönemin

yaşanmayacağını zannetmektedir. İşte bu zan da ahir zaman alametlerinden biridir. Altınçağ, bu ümitsizlik halinin insanlar arasında yaygınlaştığı bir zamanda, Allah'ın insanlara olan rahmeti sayesinde başlayacaktır.
31- Hz. Mehdi’nin Gelişinden Önce Ekonomik Açıdan Nasıl Bir Ortam Olacaktır?

Fakirler çoğalacak. ( Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 455)

Açlık ve hayat pahalılığı alabildiğine yayılacak. ( Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir zaman Alametleri, s. 440)

Deccal'in zuhurundan üç yıl önce, son derece buhranlı günler olacak, açlık hüküm sürecektir… ( Kıyamet Alametleri, s. 220)

Deccal'ın çıkmasından önce gökyüzü üç sene yağmurunu tutar. Birinci senede normal yağmurun üçte birini tutup üçte ikisini yağdırır. Yeryüzü bitkisinin üçte birini bitirmez. İkinci yılda gökyüzü normal yağmurunun üçte ikisini yağdırmaz.

Yeryüzü de bitkisinin üçte ikisini bitirmez. Üçüncü yılda ise gökyüzü yağmurunun tamamını keser, yeryüzü de bitkisinden hiçbirini bitirmez. ( Ebu Davud, İbni Mace, Taberani; Geleceğin Tarihi 3, s. 241)

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi öncesinde yeryüzündeki halklar arasında açlık ve fakirliğin yaygınlaşacağı bildirilmiştir. Hiç şüphesiz tarih boyunca açlık ve sefalet hep var olmuştur. Ancak ahir zamanda fakirlik tüm

dünya genelinde çok büyük bir artış gösterecektir. Ve bu durum da Hz. Mehdi'nin gelişinin habercisi olacaktır. Kuran’da bu durumun Allah’ın bur adetullahı olduğu şöyle haber verilmektedir :

Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdiysek onun halkı yalvarıp-yakarsınlar diye, mutlaka onları dayanılmaz bir zorluk ( yoksulluk) ve sıkıntıyla yakalayıvermişiz. ( Araf Suresi, 94)
32- Hz. Mehdi'nin Gelişinden Önce Müslümanların Başlarında Manevi Bir Lider Olacak Mıdır?

Dünyada ismi geçecek bir halife kalmayıncaya kadar çıkmayacaktır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 54)

O'nun çıkacağı yıl insanlar hacca başlarında bir emir bulunmadan gidecekler. ( Kıyamet Alametleri, s. 168-169)

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde ve İslam alimlerinin açıklamalarında Hz. Mehdi'nin ortaya çıkacağı dönemde İslam ümmetinin başında bir halife yani manevi bir lider bulunmayacağı bilidirilmektedir. Hz. Mehdi, hadislerde tarif edilen

böyle bir dönemden sonra ortaya çıkacak ve tüm Müslümanların manevi lideri Hz. Mehdi olacaktır.
33- Hadislerde Hz. Mehdi’nin Çıkışından Önce Gerçekleşecek Olaylar Hakkında Bilgi Verilmiş Midir?

Hz. Mehdi'nin çıkışından önce gerçekleşecek olan olaylar hakkında Peygamber Efendimiz ( sav)'in pek çok hadisi bulunmaktadır. Bu hadisler birçok büyük İslam aliminin kitaplarında bizlere nakledilmiştir. Peygamberimiz ( sav)'in

hadislerinde Hz. Mehdi'nin çıkışının alametleri olan bu olayları haber veren hadisler, içinde bulunduğumuz dönemin ortam ve şartlarını açıkça tarif etmekte ve çok yakın geçmişte arka arkaya gerçekleşen bazı kritik olayları mucizevi bir

biçimde haber vermektedir.

Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
RE: Mehdi Aleyhisselam Hakkındaki Ayetler Hadisler Rivayetler - Yazar: RasitTunca - 01-17-2019, 07:22 AM

Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
Oku-1 Kıyametin alâmetleri ile ilgili ayetler RasitTunca 0 1,916 06-21-2024, 11:01 PM
Son Yorum: RasitTunca
Oku-1 Hz Mehdi ile ilgili Yeni Bulduğum Ayet ve Hadisler Toplu RasitTunca 0 4,242 08-15-2023, 02:16 AM
Son Yorum: RasitTunca
Dikkat-1 Kıyamet ile ilgili Yeni Bulduğum Ayet ve Hadisler Toplu RasitTunca 0 4,191 08-15-2023, 02:10 AM
Son Yorum: RasitTunca
Dini-1 Kıyametin Kopması ile ilgili Sahih Hadisler RasitTunca 0 4,233 02-09-2023, 04:19 AM
Son Yorum: RasitTunca
Muhammed-1 Peygamberimizin şunlar olmadıkça kıyamet kopmaz dedikleri hadisler RasitTunca 0 2,926 04-05-2019, 08:26 AM
Son Yorum: RasitTunca
Dini-1 Mehdi ve Deccal konusunda en çok merak edilenler RasitTunca 2 4,435 01-17-2019, 07:48 AM
Son Yorum: RasitTunca
  Mehdi ve Altınçağ RasitTunca 2 4,124 01-17-2019, 07:35 AM
Son Yorum: RasitTunca

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi