![]() |
Ülkemizde Keçicilik - Baskı Önizleme +- Hamdullah Board (https://hamdullah.org) +-- Forum: GENEL KÜLTÜR BİLGİLERİ (https://hamdullah.org/forumdisplay.php?fid=10) +--- Forum: GENEL KÜLTÜR BiLGiLERi MAiN (https://hamdullah.org/forumdisplay.php?fid=229) +---- Forum: Bitkiler ve Hayvanlar (https://hamdullah.org/forumdisplay.php?fid=238) +---- Konu Başlığı: Ülkemizde Keçicilik (/showthread.php?tid=7163) |
Ülkemizde Keçicilik - RasitTunca - 07-14-2019 Ülkemizde Keçicilik Keçi yetiştiriciliği, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde geleneksel yöntemler kullanılarak yapıla gelen bir üretim dalıdır. Ülkemizde ağırlıklı olarak başta bitkisel üretim olmak üzere tarımın diğer dallarına pek elverişli olmayan dağlık ve engebeli arazilerde, küçük ve orta ölçekteki işletmelerde geleneksel yöntemlerle sürdürülmekte olan keçi yetiştiriciliği, bu alanlarda yaşayan pek çok dar gelirli ailenin ana gelir kaynağını oluşturmaktadır. Keçi yetiştiriciliğini ülkemiz açısından önemli kılan diğer bir nokta da sosyal ve kültürel doku içerisindeki yeri ve derinliğidir. Ülkemiz keçi varlığı son yirmi yıl içerisinde ciddi bir azalma göstermiştir. Bu azalmada Çevre ve Orman Bakanlığı’nın orman içi ve çevresinde yürütülen keçicilik faaliyetlerini durdurmaya yönelik çabalarının önemli bir paya sahip olduğu söylenebilir. Öte yandan son yıllarda Dünyadaki gelişimi paralelinde sağlıklı beslenme ve ekolojik ürün sınıflaması içerisinde yer alan keçi ürünlerine olan talep ülkemizde de artmaktadır. Keçi peyniri aranan bir tat durumuna gelmiştir. Dondurma sanayinde öteden buyana keçi sütü tercih edilmektedir. Buna ilave olarak son yıllarda pazara pastörize keçi sütü de sunulmaktadır. Bu gelişmede kuşkusuz keçi sütünün sağlık açısından diğer sütlerden farklılığına işaret eden tıp hekimlerimizin de payı bulunmaktadır. Keçi sütü “endüstriyel” nitelik kazanma yolunda hızla evrilmekte, diğer sütlerin yanı sıra önemli bir alternatif olarak öne çıkmaktadır. Ancak tüm tarımsal üretim kollarında olduğu gibi keçi yetiştiriciliğinde de sürdürülebilirlik ekolojik, teknik, ticari ve sosyo-ekonomik nitelikteki dengelerin oluşturulması ve korunabilmesine bağımlılık göstermektedir. Görünen odur ki, söz konusu dengelerin tesisi ve sürdürülebilirliği açısından harcanması gereken çaba, gösterilmesi gereken titizlik endüstrileşme sürecinde ilerleme kaydetmiş diğer üretim dallarından daha da fazla olacaktır. Bu noktada, konuyla ilgili ortak duyarlılıklara sahip kesimlerin katılımları ile gerçekleştirilen toplantıların önemi artık tüm taraflarca kabul edilmektedir. Zira bu tip etkinlikler üretilen bilginin paylaşımı ve bilgiye pratik etkinlik kazandırmak, bireysel sıkıntılar açısından toplumsal farkındalık yaratabilmek adına yadsınmayacak görevler üstlenmektedir. Bu düşüncelerle düzenlenen “Ulusal Keçicilik Kongresi 2010” 24-26 Haziran tarihleri arasında bilim insanlarının yanı sıra Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birlik Başkan ve Üyeleri ile birlikte toplam 300 katılımcının bir araya gelmesiyle gerçekleştirilmiştir. Toplantıda “Yetiştiricilik ve Ekoloji”, “Üretim Sistemleri”, “Genotip”, “Üreme ve Besleme”, “Yem Kaynakları”, “Süt ve Ürünleri”, “Et ve Kalitesi”, “Sosyo-Ekonomi”, “Kıl ve Kalitesi” temaları altında keçiciliğimizin değerlendirilmesi yapılmıştır. Önem ve aciliyet arz ettiği düşünülen altı başlık altında toplanan bu sonuç bildirisi; keçiciliğimizin geleceğine yön verebilme amaçlı bir stratejik eylem planının oluşturulabilmesi için, Ulusal Keçicilik Kongresi 2010’da tartışmalar sonucunda öne çıkan araştırma bulguları, tespitler, sorunlar ve çözüm önerilerinin ilgili kesimler ve toplumla paylaşılması amacıyla hazırlanmıştır. Orman ve Keçi, Ormanlarımızın korunması ve geliştirilmesi, herkesin temel görevlerinden birisidir. Ormanlarımızdan ekonomik bir yararlanma öteden bu yana süregelmiştir. Ancak bazı dönemler ormanlarımızın geliştirilmesi ve/veya iyileştirilmesi adına ekolojik sürdürülebilirliğe uygun olmayan uygulamalar da gerçekleştirilmiştir. Kentleşme, sanayileşme, turizm, madencilik, enerji üretimi maksatlı uygulamalar, su kaynaklarının aşırı ve yanlış kullanımı, anız yakma vb. nedenlerle ormanlarımız büyük zarar görmektedir. (10) Ancak, ne hikmetse, en büyük “günah” keçiye çıkarılmıştır. (1) Topraklarının azlığı nedeniyle orman kenarı köylerimizde keçi yetiştiriciliği temel gelir kaynaklarından birisidir. Buna karşın Türkiye, keçicilik üretim dalını iyileştirmektense toptan kaldırmayı yeğlemiştir. Ne yazık ki ikame edilmek istenen üretim dalları istenen ölçüde başarıya ulaşmamış, köylüler iş bulabilmek amacıyla köylerini terk etmiş, kentlere göçmüşlerdir. Bu göçler neticesinde oluşan sorunlar ise herkesin malumudur. Ormanlarımızın sürdürülebilir kullanımı içerisinde keçiciliğin mutlak suretle var olması gerektiği bir türlü kavranamamıştır. Halbuki Dünyadaki gelişmeler bu yöndedir. Gelişmiş ülkelerin birçoğunda orman altı bitki örtüsünün kontrol altında tutulması, doğal alanlarda yeterli sayıda yaban herbivorların bulunmaması nedeniyle bozulan ve aşırı gelişen floranın kontrolü amacıyla keçilerden yararlanılmaktadır. Maki vejetasyonu genellikle bozulmuş orman alanı olarak algılanmaktadır. Ancak söz konusu vejetasyonun ekstrem iklim ve toprak koşullarında dahi gelişmesini sürdürdüğü, bu nedenle özellikle Akdeniz ikliminin hakim olduğu bölgeler için önemli bir ekosistem durumunda olduğu göz ardı edilmektedir. Bu bağlamda maki vejetasyonunun korunması önemlidir. Orman kenarı ve orman altı florası ile makilik alanlardan keçicilik anlamında sürdürülebilir bir yararlanma, küresel iklim değişimi bağlamında yem üretiminin kısıtlanacağına yönelik senaryoların da değerlendirmesi ışığında, gittikçe önem kazanmaktadır Gelecekte keçi yetiştiriciliğinde söz konusu alanlardan mera amaçlı yararlanmanın kaçınılmaz bir durum olabileceğinden hareketle, 6831 Sayılı Orman Kanunu ile ilgili mevzuatta (örn. Ormanlarda ve Orman İçinde Bulunan Otlak, Yaylak ve Kışlaklarda Hayvan Otlatma Yönetmeliği) acilen değişiklik yapılarak keçinin “orman zararlısı” olmaktan çıkarılması gerekmektedir. Bu bağlamdaki diğer bir konu ise yukarıda tanımlanan keçiciliğe uygun alanların belirlenmesi, bu alanlara uygun keçi genotipi ve yoğunluğunun araştırılması, söz konusu floranın beslemedeki yeterliliği değerlendirilerek “keçi merası” tanımının yapılmasıdır. İlgili yaklaşımların uygulamaya yönelik hukuki zemininin oluşturulması açısından 4342 Sayılı Mera Kanunu ve ilgili mevzuatta da söz konusu tanımlamaları içerecek değişikliklerin yapılması gerekmektedir. |