![]() |
Dünyadaki Ve Ülkemizdeki Keçi Sayisi Ve Keçi Yetiştiriciliği - Baskı Önizleme +- Hamdullah Board (https://hamdullah.org) +-- Forum: GENEL KÜLTÜR BİLGİLERİ (https://hamdullah.org/forumdisplay.php?fid=10) +--- Forum: GENEL KÜLTÜR BiLGiLERi MAiN (https://hamdullah.org/forumdisplay.php?fid=229) +---- Forum: Bitkiler ve Hayvanlar (https://hamdullah.org/forumdisplay.php?fid=238) +---- Konu Başlığı: Dünyadaki Ve Ülkemizdeki Keçi Sayisi Ve Keçi Yetiştiriciliği (/showthread.php?tid=7162) |
Dünyadaki Ve Ülkemizdeki Keçi Sayisi Ve Keçi Yetiştiriciliği - RasitTunca - 07-14-2019 Dünyadaki Ve Ülkemizdeki Keçi Sayisi Ve Keçi Yetiştiriciliği Keçi insanoğlunun ilk olarak evcilleştirdiği hayvanlardan birisidir. M.Ö. 10–11 yy’da Ortadoğu’da evcilleştirildiği düşünülmektedir. Kısmen kurak, subtropik veya dağlık alanlarda yetiştirilir. Dünya genelinde 460 milyon baş keçi mevcut olup bunlardan yılda 4.5 milyon ton süt, 1.2 milyon ton et elde edilmekte ayrıca tiftik, kaşmir ve deri elde edilmektedir. Dünya keçi varlığının büyük bir kısmı (%89) en geri kalmış ülkelerin bulunduğu Asya ve Afrika’da bulunmasına karşın hem hayvancılığı hem de genel gelişmişlik düzeyi yüksek olan ülkelerde düşük sayılarda keçi varlığı bulunmaktadır. Keçi yetiştiriciliği Türkiye’de ekonomik ve sosyal açıdan önemli bir hayvan yetiştiricilik koludur. Özellikle orman içi ve kenarında yerleşmiş halkın, Tiftik keçisi yetiştiren Orta Anadolu köylülerinin ve süt keçisi yetiştiren dar gelirli ailelerin önemli geçim ve besin kaynağıdır. Keçi yetiştiriciliğinin diğer bir özelliği de, başka hiçbir şekilde değerlendirilemeyen dağlık, fundalık ve taşlık araziler ile fakir meraları, süt ve et gibi verimlere dönüştürmesidir. Türkiye’de yetiştirilen küçük baş hayvan varlığının % 20,2’sini ( 7.2 milyon ) keçiler oluşturmaktadır. Bu keçi sayısı ile Türkiye dünyanın en çok keçi yetiştirilen ülkeleri arasında yer almaktadır. Ancak bu keçi varlığının % 94,5 ‘ini verimleri genellikle düşük olan Kıl keçileri oluşturmaktadır. Bu keçiler ormanlarımızın yegane tahripçisi olarak görülmüş ve sayılarının azaltılması için devlet plan ve programlarına konuyla ilgili maddeler konmuştur. Bununla birlikte sayıları 17 milyon baş olan Kıl keçi varlığı 6.8 milyon başa kadar gerilemiş, ancak çalışmalar çeşitli nedenlerden dolayı tam olarak başarıya ulaşamamıştır. Kıl keçileri yetiştirildiği bölgelerin bir çoğunda halkın yegane geçim kaynağıdır ve bu bölgelerde doğal koşullar başka hayvancılık çalışmalarına olanak vermeyecek bir yapı arz eder. Keçi yetiştiriciliğin dışlanmasına karşın, Türkiye’nin yıllık toplam kırmızı et üretiminin % 4,4 ‘ü ( 21.394 ton ) ve toplam süt üretiminin % 2.3 ‘ü ( 220.000 ton ) keçi yetiştiriciliği kolundan sağlanmaktadır. Ayrıca bu yetiştiricilik kolundan yılda 2.697 ton kıl, 421 ton tiftik ve 1.2 milyon adet deri üretilmektedir. Türkiye’de sayıları giderek azalan Tiftik keçileri ve az sayılarda yetiştirilen ancak gelecek vadeden süt tipi keçiler genellikle ormanlık alanlardan uzakta ve kontrollü (entansif) koşullar altında yetiştirildiklerinden ormanlara zarar vermeleri söz konusu değildir. Türkiye’de yaygın olarak yetiştirilen Kıl ve Tiftik keçilerinden başka, küçük popülasyonlar halinde yetiştirilen Kilis, Malta (Maltız), Halep, Gürcü ve Abaza keçileri yetiştirilmektedir. Ayrıca 1960 yıllardan itibaren ithal edilen sütçü keçi ırklarından Saanen, Toggenburg ve Alman Beyaz Keçiler gerek saf yetiştirmek için, gerekse Kıl keçilerin ıslahı için getirilmiştir. Bakım ve yönetimin iyi kavranabilmesi için çeşitli çağ ve cinsiyetteki keçilere verilen adların bilinmesi faydalı olacaktır. Bu terimler yöreden yöreye değişmektedir. OĞLAK: Doğum-6 ay yaşta bulunan erkek ve dişi keçi yavrularına denir. ÇEPİÇ: 7 Aydan l yaşına kadar olan erkek ve dişi keçilere denir. SEİS: 1 yaşından 2 yaşına kadar olan erkek keçilere denir. GEZDAN: l yaşından 2 yaşına kadar olan dişi keçilerdir. ANAÇ KEÇİ: 2 Yaşından büyük ve yavrulamış dişi keçilerdir. TEKE: 2 Yaşından büyük ve aşımda kullanılan erkek keçilere denir. ERKEÇ: 2 Yaşından büyük ve elenmiş erkek keçilerdir. Geçmişte kültürümüzün önemli bir unsuru olan keçi, son yıllarda kurban bayramlarında dahi hatırlanamaz konuma gelmiştir. Ülkemizde keçi sayısı ve keçi yetiştiriciliği yapanların sayısı çok hızlı bir şekilde azalmaktadır. Bunda özellikle yıllar boyunca uygulana gelen keçi-orman ilişkileri odaklı keçi karşıtı yaptırımlar ve sığır ve tavuk ürünlerini öne çıkaran politika ve propagandalar etkili olmuştur. Ayrıca doğal mera alanlarının azalması, yeni kuşağın kentsel yaşama özendirilmesi, keçi ürünlerine karşı oluşan önyargılar, keçi ve ürünlerinin taşıdığı değerin bilinmemesi ve tanıtılamaması da etkilidir. Keçiciliğin kültürel öğelerinin tanıtımına katkı sağlamak amacıyla Haziran 2010 tarihinde Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü tarafından düzenlenen "Keçicilik Kongresi'2010" büyük ilgi görmüştür. |